“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ” DAHA İYİNİN ENGELİ DEĞİL

İstanbul Sözleşmesi veya “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetinin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 1 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılmıştı. Başkent Kadın Platformu gibi İslami çevreden STK’lardan temsilcilerin de katıldığı Türkiye ayağındaki hazırlık süreci sonucunda oluşturulan bu sözleşmeyi TBMM 14 Mart 2012’de kabul etti. 2010’ların sonlarında kimi İslamcı ve muhafazakâr yazarlar, özellikle toplumsal cinsiyet odaklı kısımlarıyla alakalı ayağı...

read more

HALİLÜRRAHMAN GÖLÜ, EZELDEN MEKTEP

I-Bildiğimiz her şeyi yeniden ele aldığımız bir dönemden geçiyoruz. Nitelikli hayat yeniden tanımlanıyor, mutluluk yeniden tarif ediliyor, sağlam değerlere yöneliyor planlar. İlk insanın sığınma güdüsüyle bizi sinsi tehditlerden koruyacak bir barınağa çekildik veya bunu gerçekleştiremediğimiz için korkularla doluyuz. Sahi, nerede olursa olsun kendini sığıntı gibi hissedenleri uyku tutuyor mu? Aile olamamış ama aynı evi paylaşanlar nasıl tahammül ediyor birbirine?  Bir aile korumasından...

read more

GERİ DÖNEMEYEN BABA

Baba, Freud’u onca uğraştıran sancılı büyüme sebebi, aile ocağının sütunlarından biri, aynı zamanda kamusal bir güven sebebidir çocukları için. Erkek çocuk açısından baba nasıl bir erkek olabileceğiyle ilgili keşiflerin –aşılması gereken- sarp atölyesi, kız çocuğu için ise karşı cinsi tanıma ve tanımlamanın temsili. Problemli baba ile problemli kamusal dil arasındaki bağ ise hiç dolaylı değil. Kuşkusuz hem kız hem erkek çocuk için ağrısı sızısı dinmeyen cerahatli bir bağ bu. Çekirdek ailedeki...

read more

“RİCAL” TEMSİLİNİ İHYA EDEN SANATKÂR KADIN

Ayşe Şasa benim için eşi rahmetli Bülent Oran’ın ifade ettiği şekilde “Kibritçi Kız”dır. Elinde olanla imkânsızı başarmanın yoluna düşmüş bir hakikat arayıcısıdır.   Bir masal kahramanı kadar yalın, duru, gerekli ve yakındadır.  Kış soğuklarında ve zifiri karanlıkta yaktığı ışıkların aydınlattığı insan sayısı de hiç az değil. “Telefon sustu bugün, İstanbul’u rahmet bastı” diye yazmış İsmail Kara, yıllar önce onunla ilgili yazdığı “Aramakla Bulunmaz Ama Bulanlar Arayanlardır”...

read more

ŞEF SEATTLE’IN MEKTUBU: GERÇEĞİN YERİNİ ALAN KURGU

Kahramanların iki kez öldüğünü düşünürüm. İlk ölüm tabiidir, ikincisi ise hayat hikayelerine yakıştırılan efsanelerin süreç içinde çözülmesiyle oluşur. Bu ikinci ölüme yol açan çeşitli yüksek inançlar büyük ölçüde kahramanın iradesi dışında gelişen kurgulara dayanır. Seattle şehrinin ismini borçlu olduğu Şef Seattle veya Si’ahl da yaşamış vefatından çok sonra bir kurguyla kahramanlaştırılmayı, hem de iki kez. Twitter’da Pioneer Park’ta Şef Seattle’ın (1780-1866) büstünün yanında çektirdiğim...

read more

Geçiş Dönemi Kadınları

Siyasal sistemlerin radikal değişimler yaşadığı dönemlerde toplumsal aktörler alanında görece bir tasfiye meydana geliyor. Yeni sistem, kendi ideolojisinin aktörlerini ön plana çıkartırken önceki dönemin temsil değeri taşıyan öznelerini geri plana itiyor yeni tasarı ve araçlarıyla. Hoyrat bir göz ardı, önceki döneme mal edilen sesleri susturmaya dönük linçlerle ilerliyor. Sadece yeni sistemin gözüpek savunucusu olanlara uzatılıyor mikrofonlar, kürsüler onlara sunuluyor; ömre mal olmuş...

read more

10 Nisan Gecesi Markete Koşanlar

10 Nisan gecesi salgın halk olarak bize farklı bir yüzümüzü gösterdi. Market izdihamı ve kavgası olağan şartlarda alıştığımız bir sahne değil. Hep başkaları alışveriş mekânlarında olay çıkartır, uzak yakın farklı toplumlar zor zamanlarda tabii hayatın sakladığı çirkin yüzlerini gösterirdi. Tsunami döneminde son derece denetimli Japonlar bile marketleri yağmalamamış mıydı? Korona salgınının ciddiye alındığı ilk günlerde ABD’de bir markette yaşanan kavganın videosu daha iki üç hafta öncesinde...

read more

Kamusaldan Özele Koronavirüs Aynası

Hava kirliliği çok azaldı şehirde, kamusal abanmanın yol açtığı ağırlıktan kurtuluyor metropoller.  İşler olabildiğince evden yürütülüyor. Doğrudan doğruya salgınla mücadeleye destek olmayan bir iş yeri hâlâ faaliyetini sürdürüyorsa, tepki topluyor. Özel alan silikleşen payını yeniden tarif ediyor, ister istemez. Bunun işaretlerini veriyordu sanat sinema yoluyla; Tarkovski’den Haneke’ye. Böyle gidemezdi dünya, kamusal-özel dengesi, eğitim sistemi, yapılaşma, sınıflar arasına çekilen...

read more

İmar Affı Harmanı

Geçimini çiftten çubuktan sağlayan nüfus büyük ölçüde inşaat sektörüne yöneldi. Bu konudaki eleştiriler kimilerine göre toplumsal gidişatı okumaktan mahrum romantik düşlerden ibaret. Genç kuşaktan bir öykücü, geçmişte İslamcıların betonlaşma eleştirisi yaptığını bilmiyordum, dedi bana, yabanlaşan tarım arazileri üzerine sohbetimiz sırasında. Betonlaşma eleştirisi özellikle edebiyat alanında ağırlıklı bir yer tutuyor. Sezai Karakoç’un “Balkon”, “Köşe” gibi sayısız şiiri var. Nuri Pakdil...

read more

Halit Refiğ Sinemasında Kemal Tahir Etkisi

Kemal Tahir Türkiye’de fikirleri ve üslubuyla kuşakları etkilemiş bir romancı. Yazarın tarihe ve topluma bakışı edebiyat çevrelerine olduğu gibi sinema çevrelerine de dikkate almadan edemeyecekleri bir bakış açısı kazandırmıştır. Bu yeni sol bakış açısının gerçekçiliği, halkla içtenlikli bağı öne çıkarması itibarıyla o döneme kadar hâkim “sol” kültürel kalıp ve klişelerin ötesinde hikâye ve yorumlar için yeni bir imkân anlamına geliyordu. Sinemada 50’lerde başlayıp 60’larda asıl ürünlerini...

read more