“Anadolu’nun Büyük Romanı: Şair ve Gecekuşu.”
D. Mehmet Doğan'ın Şair ve Gecekuşu üzerine kaleme aldığı, Muhit dergisinin Şubat 2022 sayısında yayımlanan yazısı: "Anadolu'nun Büyük Romanı: Şair ve Gecekuşu." Link: https://www.tyb.org.tr/d-mehmet-dogan-anadolunun-buyuk-romani-sair-ve-gece-kusu-54059h.htm
read moreŞair ve Gecekuşu
Cihan Aktaş'ın Eylül 2021'de yayımlanan son romanı Şair ve Gecekuşu, Çankırı ve Erzincan'da yaşayan ancak İstanbul'la da bağlarını koruyan iki kadın kahramanın birbirini takip eden hayatları üzerinden kaleme alınmış bir Anadolu yüzyılı romanı. Yanlış anlaşılma korkusunun baskısı altında insan nasıl olur da amaçlarına sahip çıkabilir ve iyimserliğini koruyabilir?
read moreCİHAN AKTAŞ AL-ARABY CEDİD’DE
Cihan Aktaş bu hafta Al-Araby Cedid gazetesinin “Dünyadan Yazarlarla Sohbet” bölümüne konuk oldu. Sohbeti gerçekleştiren, Najvan Darwish. Ülkenizin günümüzdeki edebi ve kültürel ortamını yabancı okuyuculara nasıl anlatırsınız? Siyasal kutuplaşma dilinin etkilerinden bağımsız düşünülemeyecek bir edebi ve kültürel ortamımız var. Baskın anlatım dili ironi. Sosyal medyaya rağmen son yıllarda özellikle öykü türünde bir canlanma gözleniyor. Buna karşılık roman türüne dönük okuyucu ilgisi sürüyor....
read moreMEHMET AKİF: ALIP GÖTÜREN BİR OKUMA
“Özü Sözü Bir Mehmet Akif” başlığıyla bir görüş vermiştim, şairin daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış “Allâh” şiiri gündeme geldiğinde. “Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek: Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.” diye yazan bir şair, bir mütefekkir için konuşmak, hiç yalana sapmadan konuşmak aynı zamanda sürekli konum değiştirmek anlamına da geliyor. “Sessiz yaşadım, kim beni nereden bilecektir?” diye sormuştu Mısır yıllarında, bugün ise hayatının safhalarının anlatmakla...
read moreOĞLAK YA DA TAMAMLANAMAYAN
Cihan Aktaş Televizyon kanallarından birindeki sabah programının burç yorumcusuna göre, dünyanın son otuz yıl içinde yaşadığı sıkıntının nedeni, oğlak (veya Satürn) etkisi. Gelecek yıllarda kova burcuna geçişle birlikte feraha erişecek insanlar; oğlak burcundan olanlar da dahil olmak üzere. Bu arada uzun yıllardır 13 burçlu bir kozmolojik düzen içinde bulunduğumuza dair bir haber yayınlandı. Öyleyse nedir 12 burçlu düzenle ilgili yorum ve kanaatlerimizin kökeni? Belki de tek insan bütün...
read moreADALET AĞAOĞLU: TUTKULU BİR İNŞANIN HİKAYESİ
Cihan Aktaş Kadından şair olmaz, denilirdi. Furuğ vardı, Gülten Akın vardı oysa, Yaşar Nezihe Bükülmez vardı. Kadından romancı olmaz denilirdi. Adalet Ağaoğlu vardı, Doris Lessing, Simin Danışver vardı. Adalet Ağaoğlu yazarlığıyla birkaç kuşağa kadın olsun erkek olsun cesaret verdi susmayan kalemiyle. Dönemsel ideolojik kalıpların kolaycılığına kapılmadan iyi romanlar, bu toplum için anlam ifade eden romanlar yazmanın peşinde oldu. Başarı vaat ederken klişelere gömen çevrelere sığınmaya da...
read moreİYİ FİLM SAF SÜT GİBİ KENDİNİ BELLİ EDER
Gülcan Tezcan Tohum, Bahar 2020 Mimar ve edebiyatçı olarak baktığınızda sinema düşünce dünyanızda nasıl pencereler açıyor? Sinema, binlerce yıldan beri sanki bütün ilim ve sanatların bu kurumu icat edecek şekilde gelişerek geleceğe aktığını düşündürüyor bana sevgili Gülcan. Mimarlık, edebiyat ve sinema arasında birbirini besleyen bir etkileşim çok belirgin. Sinemanın icadıyla hiçbir sanat aynı şekilde kalmadı gerçi, tiyatro tereddütlere düştü, resim zaten fotoğraf makinesinin...
read more“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ” DAHA İYİNİN ENGELİ DEĞİL
İstanbul Sözleşmesi veya “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetinin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 1 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılmıştı. Başkent Kadın Platformu gibi İslami çevreden STK’lardan temsilcilerin de katıldığı Türkiye ayağındaki hazırlık süreci sonucunda oluşturulan bu sözleşmeyi TBMM 14 Mart 2012’de kabul etti. 2010’ların sonlarında kimi İslamcı ve muhafazakâr yazarlar, özellikle toplumsal cinsiyet odaklı kısımlarıyla alakalı ayağı...
read moreHALİLÜRRAHMAN GÖLÜ, EZELDEN MEKTEP
I-Bildiğimiz her şeyi yeniden ele aldığımız bir dönemden geçiyoruz. Nitelikli hayat yeniden tanımlanıyor, mutluluk yeniden tarif ediliyor, sağlam değerlere yöneliyor planlar. İlk insanın sığınma güdüsüyle bizi sinsi tehditlerden koruyacak bir barınağa çekildik veya bunu gerçekleştiremediğimiz için korkularla doluyuz. Sahi, nerede olursa olsun kendini sığıntı gibi hissedenleri uyku tutuyor mu? Aile olamamış ama aynı evi paylaşanlar nasıl tahammül ediyor birbirine? Bir aile korumasından...
read moreGERİ DÖNEMEYEN BABA
Baba, Freud’u onca uğraştıran sancılı büyüme sebebi, aile ocağının sütunlarından biri, aynı zamanda kamusal bir güven sebebidir çocukları için. Erkek çocuk açısından baba nasıl bir erkek olabileceğiyle ilgili keşiflerin –aşılması gereken- sarp atölyesi, kız çocuğu için ise karşı cinsi tanıma ve tanımlamanın temsili. Problemli baba ile problemli kamusal dil arasındaki bağ ise hiç dolaylı değil. Kuşkusuz hem kız hem erkek çocuk için ağrısı sızısı dinmeyen cerahatli bir bağ bu. Çekirdek ailedeki...
read more